RIZA ONUR
KARŞIYAKA MARŞI
KARŞIYAKA MARŞI
Karşıyaka benim güzel köyümdür.
İnsanları yardımlaşır,övünür
El eledir,yine öyle görünür.
Hasret biter,hep beraber gülünür.
Özleyince düşer hemen yollara
Daha gaza basar basmaz ordadır.
Nişan olur, düğün olur, bizimdir.
Doğum olur, sünnet olur, sevinir.
Daha gaza basar basmaz ordadır.
Nişan olur, düğün olur, bizimdir.
Doğum olur, sünnet olur, sevinir.
Hasta olur, vefat olur, ölünür.
Karşıyaka hemen yasa bürünür.
Haber verir, dernek hemen dostlara.
RIZA ONUR / İZMİR
23.04.2008
23.04.2008
SENİ GÖKTE DEDİLER.
SELAM VERDİM, ALMADIN.
ÇOK FAZLA ÖVDÜLER.
AMA BEN İNANMADIM.
ÂLEMİ GÖZETİRSİN.
GÖZLÜĞÜN KAÇ NUMARA.
DÜNYA YI YÖNETİRSİN.
KİM OY VERDİ SANA.
ADALETİN GÖSTER Kİ.
EŞİT OLSUN HER KAFA.
YA DOĞRU İDARE ET.
YOKSA HEMEN İSTİFA
HAYDAR BEKTAŞ
Hayatımda bir ilktin
Arkadaşım, meslektaşım, gardaşım.
Yurtseverliği sen öğrettin.
Davadaşım,fikirdaşım,yoldaşım.
Ağıt yakılmaz sana.
Ruhun yaşayacak yıllarca.
Bütün öğrencilerin sırada.
Emperyalizme karşı savaşta.
Kin gütmedin kimseye.
Tanıdın herkesi bir diye.
Arkanda bıraktığın köylüye.
Şeref verdin sevgiyle.
1 Nisan Şakası Rıza ONUR
Bizim elde, köylerimizin en verimli arazisi
Neden bilmem, hep mezarlık tahsisli
Bilseler yok olmayacaklar, yatanların hiç birisi
Yaşayacaklar yüreğimiz de, azalmadan sevgisi
Ne gerek var, yere, taşa, toprağa
Adını verelim, diktiğimiz ağaca
Gün gelecek, yeşerip çoğaldıkça
Dönüşecek ağaçlarımız ormana
Köy önünde, küçük bir buğday tarlasıyım
Ürün verip, bükülmeden özgürce çoğalmalıyım
Köyde doğdum, ben köyüme sevdalıyım
Son yolculuğum da yine, köyümde olmalıyım
Yakın beni, gömülmeyi istemem
Bir avuç kül, bir ağaç gölgesine serpilen
Ya da; Su katılıp Anamın sol göğsüne dökülen
Dua da istemem, halay çekip türkü söyleyin saz ilen
Kızım: bir tanem ,bilemedi O’nu ne çok sevdiğimi
Keşke; bıcır bıcır, küçücük kalsaydı da, büyümeseydi
Gecikince perdenin arkasında beklediğimi göremedi
Özgürlük sandı, hiçe saydı benim özgün değerlerimi
Oğlum: Tamamlamaya çalışırken babanın eksiklerini
Örgütlenemeyen bir toplumla gerçekleştirmek için devrimi
Dürüstlük-yurtseverlik uğruna, bir ideal için feda etti kendini
Zor görünen küçük bir mum ışığında aramaya başladı geleceğini
Eşim; Can yoldaşım, hayat arkadaşım, zor alışsa da bensizliğe
Yakınlarım dostlarım yanında olacaklar, sabır dileyecekler kendine
Eğer yoğunluktan sıra gelirse, duyguların söylemine
Acılar için de ,belki de yer verirler, son vasiyetime
Bizim elde, köylerimizin en verimli arazisi
Neden bilmem, hep mezarlık tahsisli
Bilseler yok olmayacaklar, yatanların hiç birisi
Yaşayacaklar yüreğimiz de, azalmadan sevgisi
Ne gerek var, yere, taşa, toprağa
Adını verelim, diktiğimiz ağaca
Gün gelecek, yeşerip çoğaldıkça
Dönüşecek ağaçlarımız ormana
Köy önünde, küçük bir buğday tarlasıyım
Ürün verip, bükülmeden özgürce çoğalmalıyım
Köyde doğdum, ben köyüme sevdalıyım
Son yolculuğum da yine, köyümde olmalıyım
Yakın beni, gömülmeyi istemem
Bir avuç kül, bir ağaç gölgesine serpilen
Ya da; Su katılıp Anamın sol göğsüne dökülen
Dua da istemem, halay çekip türkü söyleyin saz ilen
Kızım: bir tanem ,bilemedi O’nu ne çok sevdiğimi
Keşke; bıcır bıcır, küçücük kalsaydı da, büyümeseydi
Gecikince perdenin arkasında beklediğimi göremedi
Özgürlük sandı, hiçe saydı benim özgün değerlerimi
Oğlum: Tamamlamaya çalışırken babanın eksiklerini
Örgütlenemeyen bir toplumla gerçekleştirmek için devrimi
Dürüstlük-yurtseverlik uğruna, bir ideal için feda etti kendini
Zor görünen küçük bir mum ışığında aramaya başladı geleceğini
Eşim; Can yoldaşım, hayat arkadaşım, zor alışsa da bensizliğe
Yakınlarım dostlarım yanında olacaklar, sabır dileyecekler kendine
Eğer yoğunluktan sıra gelirse, duyguların söylemine
Acılar için de ,belki de yer verirler, son vasiyetime